20 Haziran Dünya Mülteciler Günü, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2000 yılının sonunda çatışma, şiddet ve zulümden dolayı yerlerinden edilen ve ülkelerini terk etmek zorunda kalan çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu milyonlarca mültecinin sıkıntılarına dikkat çekmek ve onlarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek amacıyla kabul edildi.

O günden itibaren mültecilerin cesaret ve dayanıklılığını onurlandırmak ve farkındalık yaratmak için her yıl farklı bir Dünya Mülteciler Günü teması belirlenmiştir. 2022 yılı için tema, artan göç hareketlerinin de etkisiyle “Güvenlik aramak bir insan hakkıdır” olarak belirlenmiştir.

Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR) verilerine göre, 2021 yılı sonunda dünya genelinde çatışma, şiddet, zulüm korkusu ve insan hakları ihlalleri nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı 89.3 milyon kişiye yükseldi. Bu veri, II. Dünya Savaşı’ndan sonra en fazla kişinin yerinden edilmiş olduğu on yıl önceki 42.7 milyon sayısının iki katından daha fazla artış olduğu anlamına geliyor.

2022’de milyonlarca Ukraynalının topraklarından göç etmek zorunda kalmasıyla zorunlu yerinden edilme bugün itibarıyla 100 milyon kişiyi aşıyor. Bu sayı, dünya nüfusunun %1,24’ünü oluşturuyor ve dünyadaki her 78 kişiden 1’inin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığı anlamına geliyor.

Göç İdaresi Başkanlığı’nın Haziran 2022 verilerine göre Türkiye, 3.764.193 kişi ile dünyada en fazla Suriyeli sığınmacının yaşadığı ülke konumunda. Suriyeli olmayan sığınmacı nüfusunun da 500.000’e yaklaştığı göz önüne alındığında, son 8 yıldır 4 milyondan fazla kişiye ev sahipliği yaparak dünyadaki en fazla sığınmacı nüfusunu barındıran Türkiye’de yaşayan her 21 kişiden 1’inin sığınmacı olduğunu gösteriyor.

Suriye’de yaşanan iç savaş, Afganistan’da Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi ve son olarak Ukrayna’daki savaştan kaçmak zorunda kalan sığınmacılarla birlikte 85’ten fazla uyruktan sığınmacı ve mülteciye ev sahipliği yapması nedeniyle Dünya Mülteciler Günü Türkiye için diğer ülkelere kıyasla çok daha büyük önem taşıyor. Tüm bu veriler, koşullar ne kadar zor olursa olsun savaş, çatışma ve zulümden kaçarak evlerini terk etmek zorunda kalan sığınmacılarla olan dayanışmanın önemine bir kez daha dikkat çekiyor.

SGDD-ASAM olarak tam 27 yıldır krizlerden etkilenen sığınmacı ve mültecilerin insanlık onuruna yaraşır bir biçimde hayatlarını sürdürebilmeleri, yaşadıkları zorluklarla başa çıkabilmeleri ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için çalışıyoruz.

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde herkesin insan onuruna yakışır şartlarda yaşam sürme hakkı olduğunu hatırlatarak savaşların olmadığı, insanların topraklarını terk etmek zorunda kalmadığı bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz.