Ben istersem dünyayı değiştirebilirim

Hatay Kırıkhan’daki konteyner kentin dar sokaklarından biri, ve o dar sokakta kuaför aynasının karşısında yeniden umutla aydınlanan bir hayat.

Aynanın önünde elinde makasıyla duran Reyya, bir yandan saç kesiyor, bir yandan da gülümseyerek anlatıyor: “Eskiden beni kimse duymazdı… Ama artık herkes Reyya’yı dinliyor.”

33 yaşındaki Reyya Ali, Suriye’nin Hama kentinden Türkiye’ye uzanan uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından bugün hem beş çocuk annesi, hem ailesinin direği, hem de başka kadınların güçlenmesine rehberlik eden bir kadın.Savaşın ardından 2012 yılında Hatay’a sığındığında elinde sadece hayatta kalma gücü vardı. Yıllar boyunca eşi sağlık sorunlarıyla mücadele etti, gelirleri azaldı, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadığı günlerde çaresizliği derinden hissetti.

“Oğlumun istediği bir şeyi alamadığımda, içimde tarifsiz bir yalnızlık olurdu,” diyor. O yalnızlığı kıran şey, dayanışmanın çağrısı oldu.

Dayanışmayla güçlenen hayat

SGDD-ASAM’ın yürüttüğü Hatay Deprem Müdahalesi, Erken İyileşmeye Destek ve Yardım Projesi kapsamında konteyner kentte yaşam yavaş yavaş yeniden şekilleniyordu. Onarılan ortak alanlarda, yeniden kurulan yaşam düzeninde ve paylaşılan hikâyelerde umut yavaş yavaş filizleniyordu. Reyya da bu değişimin, o yeniden doğan umudun bir parçası haline geldi.

SGDD-ASAM’ın desteğiyle katıldığı Kadın Dayanışma Çemberi, Reyya’nın yaşamında gerçek bir dönüm noktası oldu.

Komitede yeniden insanlarla bağ kurdu; eski tutkusu olan kuaförlüğü hatırlayıp eline makasını yeniden aldı. Artık yalnızca kendi ailesine değil, diğer kadınlara da yardım eli uzatıyordu.

Kuaförlük bilgilerini başka kadınlara öğretmek Reyya’nın hayatında yeni bir özgüven kapısı araladı: “Çok mutlu hissettirdi ve şunu fark ettim ki, ben istersem dünyayı değiştirebilirim. Sadece beni cesaretlendirecek birilerine ihtiyacım vardı ve siz bu konuda bana çok destek oldunuz. Sayenizde özgüvenim arttı ve güçlendim.”

Değişimin ve direncin sesi

Reyya için komite sadece bir öğrenme alanı değil, aynı zamanda kendine zaman ayırmayı öğrenmenin de başlangıcı oldu: “Komiteden önce kendime zaman ayıramıyordum, bu da ruh halimi olumsuz etkiliyordu. Ama komiteden sonra kendime zaman ayırmanın ne kadar iyi geldiğini, ailemle iletişimimin ne kadar güçlendiğini fark ettim.”

Reyya “Eskiden kimse sesimi duymazdı ama şimdi artık herkes beni dinlemeye başladı. Bu hayatta sıkışıp kalmış, hayatında bir gün bile mutlu olamamış birçok kadın var, ben de onlardan biriydim. Ama burada bununla nasıl başa çıkmam gerektiğini öğrendim.” diyor.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü, Reyya için yeniden doğuşu, dayanışmayla güç bulmayı ve sesini duyurabilmenin değerini simgeliyor.

Bugün Reyya, başka kadınlara güç veren bir ses olmaya devam ediyor.