CAF Başkanı Neil Heslop ve CAF Amerika Kıdemli Başkan Yardımcısı Jessie Krafft, UNHCR Birleşik Krallık CEO’su Emma Cherniavsky ve TÜSEV Genel Sekreteri Rana Kotan’ın katıldığı seminerde sahadaki durum, karşılaşılan zorluklar için yapılan çalışmalar ve gelecek hedefleri konuşuldu. Seminerde, yıkıcı depremin üzerinden altı aydan fazla zaman geçtiği ve sahadaki insani ihtiyaçların halen çok fazla olduğu konuşuldu. Yapılan bağışlar ile en etkin çözümlerin nasıl yaratılabileceği, zorlukla mücadelede verilen desteklerin nasıl dönüştürücü olabileceği tartışıldı.
CAF ağındaki tüm ülke temsilcilerinin katıldığı seminerde SGDD-ASAM Genel Koordinatör Yardımcısı Av. Ayşegül Yalçın Eriş, davetli konuşmacı olarak yer aldı. Türkiye’deki deprem ve sonrasını kapsayan süreçte acil ve orta dönem ihtiyaçların altını çizen Eriş, SGDD-ASAM’ın deprem konusundaki saha operasyonlarını anlattı. Eriş, “Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Adana ve Gaziantep’te SGDD-ASAM operasyon merkezleri ve depoları kuruldu. Kentsel ve kırsal alanlarda SGDD-ASAM Mobil Ekipleri, ihtiyaç analizi çalışmalarını ve insani yardım malzemesi dağıtımını sürdürüyor” dedi. Özel ihtiyaç sahibi kişiler için koruma, çocuklara yönelik psikososyal destek faaliyetlerinin yürütüldüğünü belirten Eriş, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UN-OCHA) ile birlikte insani yardım çalışanlarına yönelik ise Cinsel Sömürü ve İstismarın Önlenmesi (PSEA) Eğitimlerinin düzenlediğini söyledi.
Seminer konuşmacılarından öne çıkan notlar
CAF Başkanı Neil Heslop: CAF olarak amacımızın etkili ortaklıklar kurmak olduğunu söyleyebilirim. Bizler sınır ötesi ortaklıklarla ihtiyaç sahibi tüm insanlara yardım ulaştırmak için iş birliği içinde çalışıyoruz. Bugün, büyük bir yıkıma yol açan Türkiye ve Suriye depremlerine karşı kalıcı çözümler geliştirmek için gerçekleştirdiğimiz çalışmaları paylaşmak ve bu çalışmaların gerçekleştirilmesi için iş birliği sağladığımız ortaklarımızı daha yakından tanımak için buradayız. Toplum olarak gerçekleştirdiğimiz müdahalelerde, küresel anlamda düşünmek, yerel anlamda aksiyon almak durumundayız. Sağladığımız müdahale ve desteklerin başarısı, kurduğumuz ortaklıklar ve iş birlikleri sayesindedir.
UNHCR Birleşik Krallık CEO’su Emma Cherniavsky: Türkiye ve Suriye’de yıkıcı etkiye sebep olan depremler, yerinden edilen kişilerin yoğun olduğu ve insani yardım ihtiyacının hâlihazırda yüksek olduğu bir bölgede meydana geldi. Çok sayıda aile yerinden edilmiş durumda ve ihtiyaç duyulan destek büyük. Deprem sebebiyle UNHCR olarak aciliyetle “Global Appeal” (Küresel Çağrı) başlattık ve bu bölgeye sağlanacak insani yardımı önceliğimiz hâline getirdik. Bölgede nakit yardımı yapıyoruz. Kurduğumuz danışma hattının yanı sıra koruma, psikososyal destek ve yasal yardım sağlıyoruz. Öncelikli müdahalemiz ise barınma sağlamak. Depremzedelerin çadırlardan prefabrik ünitelere taşınmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Genel Sekreteri Rana Kotan: Daha etkili bir afet müdahalesi için iki “İzleme Raporu” yayınladık. Depremin akabinde üyelerimizi ve saha çalışanlarını bilgi ve deneyim paylaşımı sağlamak adına bir araya getirdik. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla uluslararası camiayı doğru bir şekilde bilgilendirdik ve bu süreçte yeni kuruluşlarla iş birlikleri geliştirme fırsatımız oldu.
CAF Amerika Kıdemli Başkan Yardımcısı Jessie Kraft: Depremler sonrasında CAF Amerika olarak acil müdahale planımızı uyguladık. Halen Türkiye’ye hibe yardımında bulunuyor ve bu doğrultuda uzun vadeli bir destek sağlamayı umuyoruz. CAF olarak temel yaklaşımımız; felaket durumlarında destekleyici küresel bir ağ oluşturmak ve bu ağı en etkin şekilde yönetmek. Ortaklarımıza bölgede çalışan yerel kuruluşlar ile ilgili bilgi sağlıyor ve iş birliği kurulacak kuruluşların seçiminde destek sağlıyoruz.
UNHCR Kıdemli Operasyon Sorumlusu Oliver Smith: Deprem bölgesinde prefabrik evler temin ettik. Depremin hemen sonrasında en acil ihtiyaçlardan biri olarak ortaya çıkan barınma ihtiyacına, hızla kurulan bu üniteler ile karşılık verdik. İvedilikle uygulamaya koyduğumuz koruma faaliyetleriyle travma yaşayan depremzedeler için psikososyal destek sunduk. Doğum kaydı gibi belgelendirme işlemleri için programlarımızda değişikliklere gittik ki depremzedeler sağladığımız hizmetlerden yararlanabilsinler.
SGDD-ASAM Genel Koordinatör Yardımcısı Av. Ayşegül Yalçın Eriş: Depremden etkilenen 16 milyona yakın kişi var. 5 milyonu çocuk ve 2.5 milyonu da en az bir engeli bulunan birey. Kadın ve kız çocuklarının güvenliğinin sağlanması, engelli bireylere ekipman temini, kronik hastalıkları bulunan kişilerin hak ve hizmetlere erişiminin devamlılığının sağlanması gerekli. Başka kentlere göç eden yaklaşık 3 milyon insanın barınma başta olmak üzere temel ihtiyaçlarının sürdürülebilir bir şekilde nasıl karşılanacağı; yoğun göç dalgası yaşayan bu şehirlere yönelik tedbir ve ek teşviklerin sağlanması önemli.
Sivil Toplum İçin Destek Vakfı (TESEV) Mütevelli Heyeti Üyesi Yörük Kurtaran: Sahada faaliyet gösteren kuruluşların desteklenmesi amacıyla yerel ve uluslararası ölçekte finansman sağlanması için çalışıyoruz. Kuruluş olarak önceliğimiz çekirdek fon sağlanması. Bu nedenle bütçemizin neredeyse yarısı küçük ölçekli kuruluşlara aktarılıyor. Depremin akabinde 70’den fazla kuruluşa hibe seferber ettik. Bazıları acil durum hibeleriydi. Büyük bir kısmı ise uzun vadeli destekler yönündeydi. Deprem müdahalesi konusunda Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu hassasiyetle gözetmek gerekiyor. Sahada çalışan sivil toplum kuruluşlarını desteklemek için bazı kaynakları harekete geçirmeye çalışıyoruz. 2024 yılının şubat ayına kadar hedeflerimizi gerçekleştirebileceğiz. Umarım birlikte çalıştığımız kuruluşların uzun vadeli projelerine destek olmaya devam edebiliriz. Türkiye’de sivil toplum güvenilir, güçlü, duyarlı ve çeviktir. Yeter ki Türkiye’de sivil topluma alan sağlansın.